4 Mart 2010 Perşembe

Aslı Gibidir

işte o geçmişindeki yolculuk yarasınıseni tedirgin bir mutluluğa uğurlarken gördüm ilk /

ki biliyorsun sen de kırıldıktan sonra yapıştırılmış bir yıldız daha ne kadar dilek tutmamıza izin verir ki ?

ben adak vermeye çalışırken yalnızlığımı
o beni kurban etmeye çalışıyordu

şakaklarımda yeni dinmiş bir tufan sonrası ağır bir resmin gölgesindeyim
kapılarımın kilidi kuytularında ürkekiçimde bir kahin / efkar tellalcısı
şimdi nerden başlamalı / akmalı / bitmeli
çıplak bir semah gibi ağlamalı avutulmuş aşklar antolojisi
kaybolan ciltlerin nafile izleri
noter huzurunda bir yitiş / ama-lı bir yitiş
kayıp sevgiliye ama-lar
adresini arayan içime ama-lar

tezgahımda ağrılı bir ucuzluk
yüzme bilmeyen bakışlarım
üniversiteden terk kederlerim
oysa kocaman kendimin gölgesi
kendi kendimin gölgesinde yeter ucuz bir melankoli
mühürlü bir dehliz ipucu
sol yanımdan esen bir ihtimal rüzgarı
lazım olan sadık bir köprü
üstünden değil
altından geçebileceğim

bu kaçıncı suretim firar eden
ihtilal taklidi yapan duygularım
hep yanımda çıkmaz sokak tanrıları
bu hayata daha kaç cümle sığar ?
ya da bu cümlelere daha kaç hayat sığar?
yine de ister / istesinler elbet sevdiklerim
sakladığım / çoğalttığım benlerden
sorarlarsa da söylerim bir dudak hareketiyle :
"aslı gibidir / görülmüştür "

2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. ne kadar düş, o kadar kopya...
    derken... nasıl kalınır ki Oktay hayatın aslında...hangi noter onaylar yaşanmışlıkları düşten çalarak...bilmez misin şair..o noter zaten kaçak...:))
    harikasın...................sevgiler kocaman arkadaşıma..

    sevgi...

    YanıtlaSil

  Son İlmek Sendromu O rağmen öyle değil işte röprodüksiyon bir  aşk  - lezzetli bir sahtelik kısa bir reklam arası - sonra yine üzüleceğiz ...