27 Şubat 2010 Cumartesi

Karanlık Bir Akıntı

Toprağı gömerken içine
Ta dibine
Ölü bir perde
Kapanamadan
Rüyasını unuttuğu son kurşunla
Yeniden gizlenmiş
Giz-lediler


Boyun eğmek için
Toprağa
Daha çok erken
Önce boyun lazım
Sonra boyunduruk
Sonra açlık
En önce korku
Tabii ki tasmalı bir korku

Teni gösteren bir zevk
Hep o tüylü çıkıntılar
Savaş biter bitmez sevişen özlemler
Ustaca istiflenmiş öykü tortuları
Tüm yollar hava da asılı
Yeryüzü gibi

Bazen en iyi doğum
Dağı dinlemektir
Ama susarak alçakta
Heybet küçültür çünkü
Mavi hiçbir zaman mavi olmadı

Her harf düşümünde
Kimi yanılır
Kimi yoğrulur
Ortasındakiler cennetliktir
Ölmek için denemeye fırsatları olmaz
İşte öyle
Haz bataklığı işte

Ateşin en körpesi havada
Kim yakalarsa
En uzağa o ölür

Aslında bütün ulaklar iş başında
toprak neyse yol da o
göçebe bekleyiciler
her gün bir müjde gömüyor yaşamına

yol kandır
yol kanmaz
acıtır düşlerken
kimsesizliğin tarihini..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

  Son İlmek Sendromu O rağmen öyle değil işte röprodüksiyon bir  aşk  - lezzetli bir sahtelik kısa bir reklam arası - sonra yine üzüleceğiz ...