Toprağı gömerken içine
Ta dibine
Ölü bir perde
Kapanamadan
Rüyasını unuttuğu son kurşunla
Yeniden gizlenmiş
Giz-lediler
Boyun eğmek için
Toprağa
Daha çok erken
Önce boyun lazım
Sonra boyunduruk
Sonra açlık
En önce korku
Tabii ki tasmalı bir korku
Teni gösteren bir zevk
Hep o tüylü çıkıntılar
Savaş biter bitmez sevişen özlemler
Ustaca istiflenmiş öykü tortuları
Tüm yollar hava da asılı
Yeryüzü gibi
Bazen en iyi doğum
Dağı dinlemektir
Ama susarak alçakta
Heybet küçültür çünkü
Mavi hiçbir zaman mavi olmadı
Her harf düşümünde
Kimi yanılır
Kimi yoğrulur
Ortasındakiler cennetliktir
Ölmek için denemeye fırsatları olmaz
İşte öyle
Haz bataklığı işte
Ateşin en körpesi havada
Kim yakalarsa
En uzağa o ölür
Aslında bütün ulaklar iş başında
toprak neyse yol da o
göçebe bekleyiciler
her gün bir müjde gömüyor yaşamına
yol kandır
yol kanmaz
acıtır düşlerken
kimsesizliğin tarihini..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Son İlmek Sendromu O rağmen öyle değil işte röprodüksiyon bir aşk - lezzetli bir sahtelik kısa bir reklam arası - sonra yine üzüleceğiz ...
-
Benim aksakallı bir dedem vardır. Yani rüyamda. Hani şu rüyalarda bilgece nasihat veren doğru yolu gösteren teselli eden ak sakallı dedeler...
-
Her şey... Şey... Pazartesi mi? Şey... Tam anımsamıyorum aslında. Pazartesi, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi ya da Pazar günüydü galiba....
-
Aramızda kalsın. Siz Neruda okuyordunuz güneşsiz bir buluşmanızda. Sandalyenizde oturmuş, hafif hafif gülümsüyordu duruşunuz... Kısa bir e...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder